Bir Deneme Bir Ders: Eiffel Kulesi ve Açılış Dersi
ISBN: 978-975-08-1476-1
Tekrar Baskı: 3. Baskı / 03.2021
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 09.2008
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 68 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Tekrar Baskı | : 3. Baskı / 03.2021 |
Bu kitap Roland Barthes’ın yazma arzusu ve dünyayı anlamlandırma açısından birbirini bütünleyen iki metnini içeriyor: Eiffel Kulesi, bakışını bir kentin simgesine çeviren ve bu simgenin ürettiği anlamları yaratıcı bir yazı sürecinde dile getiren benzersiz bir deneme ustasının, taklit edilmesi olanaksız bir “gösterge avcısı”nın ürünü olarak ele alınmalı. Açılış Dersi ise Roland Barthes’ın, Fransa’nın en önemli özgür araştırma ve öğretim kurumu olan Collège de France’ta verdiği ilk dersin metnini içeriyor. Barthes bu metninde kendi göstergebilimsel anlayışı ile yazarlık anlayışını kaynaştırırken, her türlü iktidardan, özellikle de dilin ve söylemin iktidarından uzak durmaya çalışan bir düşünsel davranış içine giriyor. Eiffel Kulesi ile Açılış Dersi’ni birlikte okuyanlar, yazma arzusuyla yola çıkan, “iktidara hiç yer vermeyen”, “içinde biraz bilgi, biraz bilgelik ama en çok da tat barındıran” bir yazarın serüvenini yaşayacaklar.
Hiç sevmediği halde sık sık öğle yemeği yermiş Maupassant Kule’nin lokantasında: Paris’te onu görmediğim tek yer burası dermiş.
Gerçekten de Paris’te Kule’yi görmemek için bitmez tükenmez önlemler almak gerekir; hangi mevsim olursa olsun, sisler, alacakaranlıklar, bulutlar arasında, yağmurda, güneşte, hangi noktada olursanız olun, sizi ondan ayıran çatıların, kubbelerin ya da yeşil dalların görünümü ne olursa olsun Kule oradadır; öylesine girmiştir ki gündelik yaşama, bundan sonra artık Kule için özel bir nitelik yaratmamız olanaksızdır; sadece varlığını sürdürmekte inatçıdır o, taş gibi ya da ırmak gibi; tıpkı anlamı pekâlâ sınırsızca sorgulanabilen ama varlığı tartışılamayan bir olgu gibi gerçektir o. Paris’te hiçbir bakış yoktur ki günün belirli bir anında ona takılmamış olsun; ben bu satırları yazarken ondan söz etmeye başladığım sırada, o, penceremle çerçevelenmiş olarak karşımda durmakta; ocak ayında gecenin onu silikleştirdiği, sanki onu görünmez kılmak, varlığını yalanlamak istermiş gibi olduğu anda bile bakın işte iki küçük ışık yanıyor ve hafifçe göz kırpıyor dönerek tepesinde: Bütün bu gece boyunca da orada kalacak o, Paris’in üstünden, kendisini gördüklerini bildiğim bütün dostlarımın bakışlarına bağlayarak beni: Onunla birlikte biz hepimiz devingen bir figür oluştururuz, o da bu figürün değişmez merkezidir: Dostluk doludur Kule.