YKY - Yapı Kredi Yayınları
Sepet Ürün bulunmaktadır.
Şamanlar ve Semboller – Kaya Resmi ve Göstergebilim

Şamanlar ve Semboller – Kaya Resmi ve Göstergebilim

Yazar:

Kategori: Sanat

Çeviren:

ISBN: 978-975-08-3190-4

Tekrar Baskı: 8. Baskı / 04.2024

YKY'de İlk Baskı Tarihi: 05.2015

400.00 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo ücretsiz.

YKY İnternet Satış Fiyatı
135.00 TL    Etiket Fiyatı : 180.00 TL
-+

Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.

Genel BilgilerTadımlık
Orijinal Adı: Shamans and Symbols: Prehistory of Semiotics in Rock Art
Sayfa Sayısı: 144
Boyut: 16.5 x 24 cm
Tekrar Baskı: 8. Baskı / 04.2024

Ülkemizde “Avrasya’da Şamanlar” adlı çalışması ile tanıdığımız Mihály Hoppál, “Şamanlar ve Semboller”de tarihöncesine ait “kaya resimleri” ile Şamanizm arasındaki ilişkiyi mercek altına alıyor.

Kaya resimlerinde tasvir edilen imgeleri gözünün önünde canlandırabilmek için bir şaman ne türden bilinçdışı süreçler yaşamalıydı ve bu süreçleri deneyimlemenin yolları nelerdi? Kaya resimleri bize tarihöncesi toplulukların kültürleri ve insanlığın kadim ortak hafızası hakkında ne söyler? Çin’den Amerika’ya, Avrupa’dan Orta Asya’ya bütün kaya resimlerini ve şamanlık pratiklerini bir araya getirip açıklayacak tek bir büyük kuram oluşturulabilir mi?

“Şamanlar ve Semboller” hem kadim kaya resmini yorumlama biçimleri hem de bu konu hakkındaki geniş literatür üzerine değerli bir kılavuz kitap.

Yirminci yüzyılın son çeyreği boyunca kaya resmi üzerine yapılan araştırmalara karşı giderek artan bir ilgi vardı. Avrupa tarihöncesi sanatının en erken temsillerinin genel taslakları mevcuttur (Kühn 1952, Laming-Emperaire 1959, Leroi-Gourhan 1964, 1965, 1982). Şamanizm’i sanatın başlangıcına bağlama çabaları olmuş (Şommel 1967a, 1967b), buna ek olarak medeniyet ile sanatın kökenlerine dair araştırmalarda (Marshack 1972, 1979, 1991, 1997, Sher 1998, 2000, Martinov 1991, Stolyar 1978) din ve Şamanizm (Métraux 1949) birbirleriyle ilintilendirilmiştir.

Herhangi bir genelleme yapabilmek ve yeni teoriler inşa edebilmek için daha fazla veriye ihtiyaç olduğu açıktır (Anati 1980, 1989, 1997, Drössler 1980, Sher 1980). Yalnız kaya resmine dair değil, erken dönem insanlarının “dini” dünyalarına, onları çevreleyen doğa ve kozmos ile olan ilişkilerine (Hadingham 1984, Tedlock D. 1995) dair de yeni verilere ihtiyaç vardır. Din (Bowie 2000) ve Şamanizm (Flaherty 1991, Hultkrantz 1989, 1993, Atkinson 1992, Vitebsky 1995, Hoppál (ed.) 1994, 2002, 2003, Siikala 2002) hakkında yakın zamanda pek çok çalışma yayımlanmıştır. Bu çalışmada Şamanizm’i, Finli bilimci Anna-Leena Siikala tarafından tanımlandığı klasik biçimde anlıyoruz:
Temel olarak esrik bir rol üstlenme tekniği vasıtasıyla bu dünya ve öte dünya arasındaki etkileşim halinin yaratıcısı olan şaman tarafından kullanılan iletişim yöntemi (Siikala 1978:28, rol üstlenme için bkz. Honko 1969).

Mağara resimleri sanat olarak adlandırılmaya başladığından beri, Şamanizm üzerine çalışan öğrenciler, görsel imgeler (Boas 1955, Arnheim 1969, Gombrich 1982) ve görsel zekâ (Hoffman 1998, Gardner 1982) üzerine yazılmış kitaplardan faydalanmışlardır. Tüm bu konu başlıkları, yeni yeni öne sürülen aklın evrimi teorileriyle (Eccles 1989, Plotkin 1997), beyindeki değişimlerin dilin gelişimiyle bağlantılı olduğu teorileriyle (Fodor 1983, Greenberg 1992, Gardner 1985, Donald 1993, Whitley 1998) yakından ilişkilidir. Kimi bilimcilerse fosfen (Hedges 1982, Hodgson 2000a, 2000b) ve içgörü (Zeki 2000) teorileri geliştirmişlerdir.

Fosfenin bir adım ötesinde, kısmen etnografya temelli halüsinojenik Şamanizm teorisi bulunur (Reichel-Dolmatoff 1961, 1975, 1976, 1978, 1987). Genel bir olgu olarak, mantar yoluyla (Samorini 1990, 1992) “değişen bilinç durumları” da ayrıca kabul görmüştür (Heusch 1965, 1986, La Barre 1972, Cordy Collins 1977, Chippindale – Smith – Tacon 1993). Şamanik olguların esrik doğası (Eliade 1964) kapsamlı bir şekilde tartışılmıştır (Boyd – Dering 1996, Bongard-Levin – Grantovskij 1981).

Rusya’da, yeni keşfedilip kayda geçirilmiş veriler üzerine pek çok ayrıntılı çalışma ve yayın bulunmaktadır. Yeni nesil arkeologlar da bu yeni materyalleri daha hassas yöntem ve tekniklerle toplayıp tetkik etme konusunda oldukça etkinler. Rusya’nın çeşitli bölgeleriyle ilgili şimdiden onlarca monograf ve makale yayımlamış durumdalar.

Öncelikle, Sovyet döneminde 1950’lerin başlarından 1980’lere kadar arkeoloji ve kaya resmi (petroglif) çalışmalarının en önemli ismi olan A. P. Okladnikov’dan bahsetmemiz gerekiyor (sayısız yayınlarından yalnızca birkaçını sıralamak gerekirse; Okladnikov 1947, 1955, 1966, 1971, 1980). Okladnikov, genç çalışma arkadaşlarının da yardımıyla, kaya oymalarını kopyalamak için özel bir teknik geliştirmiş, bazı bölgesel/yerel kaya sahalarıyla ilgili yayınlar yapmıştır (Okladnikov ve diğ. 1979, Okladnikov – Martinov 1972, Okladnikov – Mazin 1979, Okladnikov – Zaporozhskaya 1970). Kendisinin “Baykal petroglifleri”nden bazı eşsiz resimler: (Okladnikov 1974). (Resim I.1a, 1b, 1c, 1d.)

A. P. Okladnikov, Sovyet döneminde “Amur Bölgesi Antik Sanatı” üzerine bir kitap yazmış güçlü bir figürdü. Bu kitapta kaya çizimleriyle çömleklerin üslubunu özetliyordu.

En eski petrogliflerin hepsi, Neolitik dönemin karakteristik özelliği olan aynı gagalama ya da baskı rötuş yöntemini kullanırlar. Sanatkâr, bir taş balta üzerinde nasıl çalışırsa çizimlerde de öyle çalışıyordu: Yüzeyde tek bir leke ya da çizgi meydana getiren ufak çukurlar oluşturana dek taşları birbirine vurarak art arda küçük parçalar ufalıyordu. Bunun sonucunda, kimi zaman neredeyse üç boyutlu, yüksek kabartma (rölyef) resimler elde ediyordu. Çizimler çok eski dönemlerin izlerini taşırlar. Genellikle o kadar pürüzsüzce aşındırılmışlardır ki tek tek figürlerin ana hatlarını takip etmek zordur. Çoğu durumda çizim yalnızca dokunmayla bulunabilir: Bu kadim dönemlerde ufalamaya tabi tutulmuş kısımlar, kaba kayanın geriye kalan, insan eli değmemiş yüzeyinden daha pürüzsüzdür. Asya’daki bildiğimiz diğer benzer arkeolojik eserlerle karşılaştırıldığında, Sikaçi-Alyan petroglifleri, alışılmadık ve heyecan verici eserler olarak göze çarpar. Meçhul bir heykeltıraşın ellerinden çıkmış bu harika maskeler, yılanlar ve tuhaf yaratıklardan ne öğrenebiliriz? Tarihöncesi Sikaçi-Alyan çizimlerinde, gizemli, stilize insansı yüz veya maskeler merkezi bir yer tutar. O kadar çeşitlilik gösterirler ki bunları belli gruplardan herhangi birine dahil etmek zordur: Her maske ayrı bir sınıfı temsil eder, ancak yine de belirli bir form ve üslup birliği gösterir ve belirli sabit özelliklerine göre sınıflandırılabilirler.

Sibirya’daki kaya resmi çalışmalarında faal araştırmacıların çoğu, A. P. Okladnikov’un ya öğrencileri ya da öğrencilerinin öğrencileridir, bu sebeple Sibirya’nın fi tarihinden itibaren şamanik alana ait olduğu görüşünü paylaşırlar. Rus bilimcilerin büyük çoğunluğunun kaya çizimlerine dair şamanik teorilerin taraftarı oldukları söylenebilir (Samashev 1998). Okladnikov’un, kendisi de birtakım saha keşiflerinde (1979, 1984, 2005) bulunmuş olan kızı E. A. Okladnikova, kaya resimlerindeki imgelerin, kaya sahalarının yakınında şaman ayinlerinin düzenlendiğini kesin olarak kanıtladığına dair fikrini benimle paylaşmıştı (1995’te bireysel görüşme). Okladnikova, mevcut arkeolojik delilleri önceki hipotezleri teyit etmemiz ya da reddetmemiz için yeterli görmektedir. Bu da, –önceki hipotezleri doğrulamamızı ya da reddetmemizi sağlayabilecek olan– Tom Nehri bölgesindekiler de dahil olmak üzere, Sibirya kaya çizimlerini ortaya çıkaran Okladnikov ve arkadaşlarının çalışmaları sayesindedir.



Benzer Kitaplar