Wolfgang Borchert
Wolfgang Borchert (20 Mayıs 1921, Hamburg – 20 Kasım1947, Basel) Öğrenimini tamamladıktan sonra kitapçılık ve bir süre de oyunculuk yaptı. 1941’de Rusya’yı işgal eden Alman ordusunda piyade olarak görev yaptı. 1942’de Rus Cephesi’nde ağır yaralandı, aynı yıl nasyonal sosyalizme karşı görüşlerini mektuplarında açık seçik bir dille yazdığı için tutuklandı, difteri ve sarılığa yakalanmış olduğu halde sekiz ay ce-zaevinde tutuldu. Gençliği gerekçesiyle hakkında verilen hüküm kaldırıldı. Daha sonra yeniden cepheye gönderildi. 1944’te Rus Cephesinde, çürüğe ayrılacağı sırada bir kez daha tutuklandı ve dokuz ay askeri hücre cezasına çarptırıldı. Savaştan sonra tiyatroda ve kabarelerde birkaç aylığına küçük işlerde görev aldı, ama sağlığı ciddi hasar gördüğü için 1945 yılının sonundan ölümüne kadar geçen iki yıl boyunca sıtmayla boğuştu. II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan, savaş travmaları ile biçimlenen bir edebiyat türü olan Yıkıntı Edebiyatı’nın (Trümmerliteratur) önde gelen yazarlarından biridir. Gençliğinde Rilke ve Hölderlin’in izinde yazdığı ilk şiirlerinde, Gottfried Benn ve Trakl’a da öykündüğü söylenebilir. Savaşın ağır yenilgisi karşısında Borchert de Rilke ve Hölderlin’den uzaklaşır. Dışavurumcu edebiyattan etkilenmiş, grotesk unsurlarla, yer yer ironiye başvurarak, uzun monologlarla inşa ettiği yergili bir biçeme ulaşmıştır. Gerçeği dile getirme biçimi ve yozlaşmış edebiyata yaklaşımı Gruppe 47 üzerinde de etkili olmuştur. Wolfgang Borchert’in biyografisini de kaleme alan Alman yazar Peter Rühmkorf, Borchert’in yazınını –matematiksel bir tanımla– “sonsuz küçük (değer) düzyazı biçimi” olarak nitelemiştir. “Hiçbir tiyatronun oynamak istemediği, hiçbir seyircinin görmek istemediği bir oyun” notuyla yazdığı, savaştan dönen asker Beckmann’ın trajik hikâyesini anlatan, bir tür uzun monolog olan “Kapıların Dışında” oyunu, ilk kez 13 Şubat 1947’de Alman Radyosu’nda radyo oyunu olarak seslendirilmiş, sonrasında 21 Kasım 1947’de Hamburg Özel Tiyatrosu’nda sahnelendiğinde çok ses getirmiştir. İsviçre’de yatırıldığı hastanede hayatını kaybetmeden önce yazdığı son eser savaşa karşı kesin bir bildiri olan “Dann gibt es nur eins!” (O Zaman Yapacağın Tek Şey Var) başlıklı metindir.